17 Eylül olduuuuu diye başladı herşey gece yarısı…. Sonra saat 12’yi geçtiğine göre, yaş günü çocuğu oldun bile.. Herşey gönlünce olsun diye sesli mesaj gönderenler…

Kahkaha ile yaşa, hayal et, yine yeniden cesur adımlarla devam et diye dilenen dilekler…

Pastandaki her mum hayatının ışığıdır. Mumlar çoğaldıkça ışığının artacağını da unutma. Daha aydınlık günlere hoş geldin diyenler…

Yıllar çok hızlı geçse de sen korkma! Dilediğin kadar doğum günü kutlayabilirsin çünkü o Arzu hiç değişmedi diye beni ben yapanlar…

Gönlünce ve hayallerince nice dolu dolu yaşlar ile Rüya gibi bir yaş dileyenler…

Ablalığın en çok yakıştığı diye göğsümü kabartanlar…

No yaş pasta! Yes Ananas ile mumlu kutlamalar…

3 kişilik yemek diye gidilip yüreğin iyi mi diyen dostlarımla, ailemle buluşmalar…

Sabahlara kadar uyumayıp benim için “hazır olmaz” pastasını ben yapacağım diyen, üstelik hayatın gibi rengarenk olsun diye pastayı gök kuşağına boyayan canlar…

Canım Arzum, canımın içi diyerek yüreğime dokunanlar…

Unutmadın, unutturmadın bu da benden diyerek aşk, sevgi, kahkaha, özen dileyenler…

İlk kitabının yayınını doğum günüme hediye olarak planlayanlar…

İradenle, sabrınla, yüreğinle, sevginle, dününle yarınlarına öyle sarıl ki hayat önünde el pençe divan dursun diyenler…

Tüm yurtta, yavru vatan Kıbrıs’ta dünya da ateşeliklerde kutlanmaya başlandı diyerek arayan soran sürpriz yapanlar…

Kısacası siz sevgili dostların benim en değerli hazinem sağolun varolun…

Ben de diyorum ki; maddeden çok mananın peşinden gidiyorum. Ve tüm bu yaşattıklarınız işte o MANA’nın altını öyle bir manalı kılıyor ki, doğru yoldayım diyorum.

Aynı cesaretle, hayallerimle, heyecanımla, coşkumla ve ben olurken, olmaya devam ederken yanımda olduğunuz için ayrıca teşekkür ederim.

Not : Blog’umda da izi kalsın istedim 🙂

İmza Ben