bir yuva ortamı
içi ısıtılmış dört duvar arasında
misafirler için bir kanepe,
iki koltuk, renkli bir kaç yastık
ortada ikramlara yetecek kadar bir sehpa olsun yeter
telveli mehmet efendi kahve kokusu
demlenen beş çayı kokusunun öncüsü olsun
fırında sabah sevgiyle yoğrulmuş peynirli poaçalar
birden fazla çocuk da olsun
saf, tertemiz enerjiler oynasın etrafımızda
sen gel mesela
bana misafir ol
geçelim şöyle koltuklarımıza
karşılıklı sohbetleşsin yüreğimiz
gerekiyorsa gözyaşları da katılsın muhabbete
zaman zaman kahkahalar bastırsın dışarıda yağan yağmuru
sessizliğe bırakalım ortamı ara sıra
düşünelim yan yana
samimiyet dilinde konuşup
dokunalım birbirimize göz bebeklerimizle
insana dokunmak güzeldir, iyi gelir
sevgi olup, can olup, aşk olup
okşayalım ruhlarımızı
mümkünse tok karnına
her görüşmede
veya günde üç öğün
görüşmesek de
Her yıl yeniden paylaşmaktan, her yıl bana mana’da başka duygular hissettiren bir yazı. O nedenle burada da paylaşmak istedim.
İmza : Miryam Şulam’ın paylaşımı