Her neredeyseniz durun biraz.
Kapatın gözlerinizi. Dinleyin!
Ne duyuyorsunuz?
Araba sesi, insanların ayak – topuk sesleri, sakin mi?, koşturuyorlar mı?,
Kuşlar! Peki ama hangisi; martı, ağaçkakan, kumru, güvercin, serçe! seyyar satıcılar mı, dalganın kıyıya vuruşu mu! Duyuyor musun?
Kokusu ne?
Fırından yeni çıkmış taze ekmek, mis gibi bir kek, ya da o en çok sevdiğiniz parfümü sıkmış mis gibi kokan insan! Deniz ve iyot mu? Yasemin? Hanımeli? Egzoz!
Hissediyor musun kokuyu?
Peki ya damağınızdaki tat ne? tatlı, ekşi, acı, tuzlu?
Hiç durup baktınız mı kendinize, dinlediniz mi? Gözleriniz kapalıyken bile görebildiniz mi?
Kalbinizin sesini, ritmini? Baktınız mı derinlere taaaa içeri.
Yüreğiniz, kalbiniz açık mı görmeye, duymaya, dokunmaya, hissetmeye…
Farkında olan olmaya… An’a….
İmza Ben
Kazdağları – Ekim 2019