Hayatını çizmek- Üstünü mü? Altını mı?

Hayatın altını ya da üstünü çizmenin, işte tamda bu yolculuklar olduğunu bir kez daha söyleyeyim. Kimselere söyleyemediğin, sessizce tutunduğun acıları bırakmanın, akan gözyaşlarının yerini şükürlere bıraktığın yolculuk bu. Mesela sırf bana kızacaklar diye isteklerimden vazgeçtiğim! Ya da dayanamayıp gitsem/yapsam bile sonradan burnumdan gelen arkadaş buluşmaları. Hesap vermeler. İçime otururdu resmen. Küsmeler. Sözel veya duygusal şiddet. Yavaş yavaş kendi ellerimle kendi hayatımın üzerini çizişlerim ve kendimden vazgeçişlerim! O kadar ki, yıllar sonra tüm bu birikimle hastalanıp bir organımdan bile vazgeçebileceğim. Çaresiz hissettiğim anların geçip gittiği yolculuk. ... ... Başka? Başka? Başka? En kötü ölürüm dedim. Sıkışmış hissettim. Sonra bir anda, ölüm vuslata kavuşmaksa, düğün günü ise nesi kötü dedim. Derin bir nefes aldım. İnanın tünelin sonundaki ışığı görmek gibiydi. Yorulmuştum. Çaresizlik yerini hadi bir gayrete bırakmıştı. Diğer taraftan hayatımı yeniden çizebilmem mümkündü ve soruların gücü inanılır gibi değildi. Yapabilirdim. .... .... Yeter ki, o dersi alalım, dönüşelim, öğrenelim ve üzerimize düşen vazife neyse layığı ile yapalım ve bir hoş seda ile ayrılalım. Peki ya siz yaşamı yaşanılır kılmak için nasıl çiziyorsunuz hayatınızı? İmza : Ben Aralık 2022, İzmir

Hikâye anlatıcıları çalışanlarınız olursa!

Hikayenizi kim yazıyor ve anlatıyor, biliyor musunuz? Hikâye anlatıcıları çalışanlarınız olursa! Her şirketin muhteşem bir hikayesi ya da hikayeleri vardır. Kuruluşundan bu yana olanlar başka, bugün yaptıkları başka, yarın için hayalleri ise bambaşka. İçeriği dopdolu muazzam hikayeler. İletişim departmanlarınızdan, insan kaynakları biriminizden ya da en önemlisi siz değerli yönetici ve liderlerden beklenen; “iletişimin tek yönlü değil …

Okumaya devam et Hikâye anlatıcıları çalışanlarınız olursa!

50.nci yaş ve 2.nci yarı

Önce hayat amacım veya başka bir değişle kişisel menkıbemle başlayayım söze... Ne mi o? "Paylaştıkça çoğalmak, çoğaldıkça daha çok paylaşmak... doğaya, insana, hayvana kısaca var olana saygıyla" hayal kurmak, hedef koymak! İsteyebilmek, verebilmek. Hepsi paylaşmak ve çoğalmak için. Yolda kalmak için...  Ben hep, en büyük sermayem insan derim. Çok zenginim şükürler olsun. Yıllar geçse de bıraktığım …

Okumaya devam et 50.nci yaş ve 2.nci yarı

Uydurmaca Masallar*

Uydurmaca masallarım ya da hikayelerim vardı benim. Oğlum küçükken her gece belirli ritüellerimiz olurdu. Tören gibi. Özenli. Hikayelerimiz ya da oğlumun tabiri* ile "uydurmaca masallar" bunlardan biriydi ve çok eğlenceliydi. Nasıl buldum, nasıl aklıma geldi ve başladık hala bilmiyorum. Öylesine çıkıvermişti. Çok seyahat ettiğim için evde olduğum her vakti onunla geçirmeye özen gösteriyordum. Oyunlar, resimler, …

Okumaya devam et Uydurmaca Masallar*

Altıncı Koğuş

Anton Çehov’un bir asrı aşkın bir süre önce yazdığı içerik, bana sadece, dekor, sahne ve oyuncuların değiştiği ama senaryonun hep aynı kaldığı bir oyun gibi geldi. Şu an günümüzde de yaşadığımız neredeyse aynı. Aramızda zinhini sadeleştirenlerimiz, an’da kalmaya başaranlarımız var tabi. Ya da İlhami Güngören hocanın dediği gibi “Yaşamayı, problemlerin çözümüne ötelemeyen”lerimiz! Önyargısız zihinler var …

Okumaya devam et Altıncı Koğuş

İletişim Sohbetleri – Kurum Kültürü

İlk makalem yeni başlangıçlar için oturup düşünerek yeni yıla yeni başlangıçlarla girilecek bir içerikten oluşuyordu. Bundan sonrasında ise “İletişim ve İletişim Süreçlerine” yönelik olmasını hedefliyorum. İç iletişim başta olmak üzere, pazarlama ve yönetici iletişiminden konu ve gündem yönetimine, kriz ve itibar iletişiminden, sosyal paydaş ve sosyal sorumluluk iletişimi dahil birçok disiplini işveren bakışıyla yansıtmaya çalışacağım. …

Okumaya devam et İletişim Sohbetleri – Kurum Kültürü