Dönüşüm

Kitabı aldığımdan bugüne aylar geçti. Ege’yi yurda yerleştirdikten sonra otele giderken tavsiye kitaplarımın bir kısmını okumak için almıştım. Albert Camus sonrası Sevgili Ali Koç önermişti. Listem uzundu! Ve “Dönüşüm” onlardan biri idi. Ama o gece nedense başka bir kitabı tercih etmiştim başlamak için. Hatta sonra kitapları aldım, başladım diye konuşurken ilk soru; Dönüşüm’le başlamadın değil mi, olmuştu. O zaman anlamamıştım haliyle! 😊

Kitabın bende bıraktığı anlama geçmeden önce içinden geçtiğimiz, “dönüştüğümüz” şu günlerde kitabı okumanın yine bir tesadüf olmadığına inanıyorum. Her şey vaktini bekliyor; seçimlerimiz, kararlarımız, kararsızlıklarımız gibi. Yol ayrımları var. Seçtiğimiz yollar var. Bazen güzel bir orman yolu patikası bazen 6 şerit otoban. Yola göre hızımız da değişiyor, görüş açımızda, bakışımız da! Bakarken görmediklerimiz, es geçtiklerimiz var mesela. Ötelediklerimiz, vazgeçtiklerimiz ve aslında vazgeçmek istemediklerimiz. Yıllardır hayalini kurduklarınız ve bulunca yaşadığınız hayal kırıklıklarınız. Veya ayaklarınız yerden kesilip havaya uçtuklarınız.

Hadi yaslanın arkanıza, kapatın gözlerinizi. Bir müzik açın sevdiğiniz her neyse, size; zihninize, bedeninize, ruhunuza iyi gelsin yeter. A bir de en son ne zaman verdin kendine bu keyfi bir bak bakalım. Keyif alırsan eğer devam. Almazsan sana iyi geleni bulana kadar devam lütfen. Çünkü ben, sen, biz buna değeriz. Küçük ödüllendirmeleri hak ediyoruz. Sonra bir bakmışsınız onlar kocaman olmuşlar!

Kitabı okumayanlar için çok detay vermek istemiyorum. “Dönüşüm” her zamanki formunuzdan çıkınca yani kendinizle kalınca sorgulanan bir süreç. Anlam yükledikleriniz, ya da anlam yüklemeye çalışarak geçen bir hayat. Değerli olmak, değer olmak adına. Bir gün kalkıyorsunuz ve ben oyun dışıyım diyorsunuz! Biraz oyuncu kulübesinde takılacağım hadi siz oynayın diyorsunuz. Kafka ise kendi dilinden şöyle ifade ediyor “Herkes, beraberinde taşıdığı bir parmaklığın ardında yaşıyor…”

Her sabah kurulu saatlerle kalkışlar, koşturmalar, yetişmeye yetmeye çalışma çabaları. Sorumluluklar!

Değişen düzene, alışkanlıklara veda etmeniz gerektiğinde sorduklarımız. Elimizden alındığında fark ettiğimiz ve hatta daha önce farkına varmadığımız değerlerimiz. Ne de kıymetliymiş., şu an da öyle değil mi? Eve girmeyen bizler şimdi evlerde ne yapacağımızı bilmiyoruz. Sohbetlerin içeriği de dönüştü artık. Görmek istedikleriniz görememek, dokunamamak. Birlikte oturulan kalabalık masalar, şarkılar, sohbetler, danslar, lezzetler. Halbuki bir ay öncesine kadar herkes o kadar yoğundu ki! İş, eş, çocuk, görevler… Liste uzayıp gidiyor.

Dönüşüm sadece bağlı olduklarımız değil kendimizin de dönüşümü. Şimdi önceliklerimize, hayallerimize, gelecek için ne istiyorsak ona tutunma ve sahip çıkma zamanı. Umutla bak. Benim, senin, bizim için ki ben içine doğayı, hayvanı, havayı, suyu da alıyorum. “Beraberoluş” da bu değil mi? Birbirimizden ayrı iken anlamlarımız farklı, fakat birlikteyken yeni bir manaya kavuşan. Birlikteyken manaya kavuşanlarla kesişsin yollarımız.

Keyifli okumalar.

İmza : Ben

28 Mart 2020

Kitap Öneri : Dönüşüm – Franz Kafka

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s