Sürdürülebilir Kalkınmanın ve Geleceğin Resmini Çizebilir misiniz?

İlk duyduğunuzda “Bu da nereden çıktı, sürdürülebilirliğin de resmi mi olur? Neden ihtiyaç duyalım geleceğin resmine? Bugünden farklı bir gelecek nasıl hayal edilebilir!” denildiğini duyar gibiyim.

10 yıl önce “Bana sürdürülebilir kalkınmanın ve geleceğin resmini çizer misin” kampanyasını yaptığımda da aldığım tepkilerdi bunlardı… Ve bu sorular halâ geçerliliğini koruyor.

Nedir sürdürülebilirlik? Neden kalkınma? Neden önemli? Neler var içinde korunacak, saklanacak ve hatta pamuklara sarılacak! Bizler, çocuklarımız ve torunlarımız için gerekli olan nedir ve nelere ihtiyaç var?

Tanım olarak çok tartışıldı, karmaşık bulundu. Su, toprak, enerji, gıda, sağlık, evren, yaşamın ta kendisi aslında… Gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak!

Uluslararası şirketlerin birçoğu gelecek 25-50 yıl planlarını yaparken kriterleri arasına suyu, enerjiyi, gıdayı, toprağı kısacası yaşamın kendisini alıyorlar. Gelecekteki üretimini, istihdamını, insan nüfusunun artışını, yaş ortalamasını, gelirini, eğitimini ve tabii ki tüketimini.

Tüketimdeki artışın ve israfın farkında mısınız, bilmiyorum. Havayı, suyu, bilgiyi, toprağı, enerjiyi, bugün sanki son günümüzmüş gibi harcıyoruz. Yarın ve yarınlar ne olacak önemsemiyoruz. Eğer farkındaysak da ne yapıyoruz?  Ben yaş itibari ile yokluk yıllarının sonuna yetiştim ama büyüklerimiz daha iyi bilecektir kıtlık günlerinde kuyrukta beklemeyi, kıt kanaat geçinmeyi. İhtiyacı kadar almayı ve tüketmeyi…

Bana gelince “Elzem mi, Lazım mı” arasındaki ince çizgiyi ben yeni öğrendim. Bu aralar tasarrufa daha fazla özen gösterir oldum. Nereye baksam, ne okusam, kiminle konuşsam karşıma çıkıyor. Okuduğum haberin başlığı “tasarruf tasarruflu olmakla başlar” diyor. Birçok sivil toplum örgütü, televizyon kanalı, çevre ve çevrenin korunması ile ilgili kampanyalar yapıyor.

Önce iş yerlerimize, nasıl yönetildiğine ve yönettiğimize bakalım. Her an karşımıza çıkan maliyet muhasebesi. Rekâbetin gittikçe arttığı bir dönemde inovasyon ve farklılaşmaya harcadığımız enerjiyi, çalıştığımız ortamdaki kaynakların israf edilmeden kullanılması için de kullanıyor muyuz? Bilgi işlem bölümümüze gece açık kalan bilgisayar monitörlerinin kullandığı enerjinin ne kadar olduğunu soruyor muyuz? Ya da bütün gece açık kalan fotokopi makineleri? Peki, ya ofisten çıkarken açık kalan ışıklar! Kullandığımız su ve geri atık kullanımımız. Atığımızın ne kadarını geri dönüştürebiliyoruz? Kaçımızın iş yerinde “0” kâğıt politikası var. Kaçımız ofislerimizde kâğıdı, plastiği ayırıyoruz?

Yaşam alanımızda yani evlerimizdeki malzemeleri nasıl kullanıyoruz. Aile fertleri üzerine düşen görevlerin farkında mı?  Mesela oturduğumuz evlerin “Enerji Kimlik Belgesi”ne sahip olup olmadığını araştıralım.  2011 yılından itibaren yeni yapılan tüm binaların Enerji Kimlik Belgesi olması zorunluluğu gelmiştir. Ev satın alırken bu belgeyi isteyebilir ve binanın enerji verimliliği sınıfının ne olduğu hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz. Ayrıca evlerimizde fişe takılı ve/veya “stand by – uyku” konumunda ne kadar elektrikli cihaz var bakalım.

Önemli olan yapabileceklerimizin farkında olmak ve bir yerden başlamak gerekliliği.

Belki bir çoğunuz biliyorsunuz Deniz Yıldızı’nın hikayesini ama bilmeyenler için tekrar etmek isterim: – Bir zamanlar yazılarını yazmak üzere okyanus sahiline giden aydın bir adam varmış. Bir gün sahilde yürürken plaja doğru baktığında dans eder gibi hareketler yapan bir insan görmüş. Yaklaşınca adamın dans etmediğini görmüş. Birkaç adım koşuyor, yerden bir şey alıyor ve yumuşak bir hareketle okyanusa fırlatıyormuş.
Biraz daha yaklaşınca seslenmiş: “Günaydın. Ne yapıyorsun böyle?”

Genç adam durmuş, başını kaldırmış ve cevap vermiş: “Okyanusa deniz yıldızı atıyorum.”

“Sanırım şöyle sormalıydım demiş Bilge adam… Neden okyanusa deniz yıldızı atıyorsun?”

“Güneş çoktan yükseldi ve sular çekiliyor. Eğer onları suya atmazsam ölecekler.”

“Ama delikanlı görmüyor musun ki kilometrelerce sahil var ve baştan aşağı deniz yıldızıyla dolu. Hiçbir şey fark etmez!”

Genç adam kibarca dinlemiş, eğilerek yerden bir deniz yıldızı daha almış ve dalgalanan denize doğru fırlatmış. “Bunun için farketti.”

Bu cevap bilgeyi şaşırtmış ne söyleyeceğini bilememiş. Kulübesine dönmüş. Gün boyunca bir şeyler yazmaya çalışırken genç adamın görüntüsü gözünün önünden gitmemiş. Akşama doğru bu gencin asıl yaptığının; evrende bir gözlemci olmayı ve olup biteni gözlemeyi değil, evrende bir oyuncu olmayı ve fark yaratmayı seçmek olduğunu anlamış ve utanmış. Sabah olduğunda sahile inerek o genci bulmuş. Ve bütün sabahı onunla okyanusa deniz yıldızı atarak geçirmiş.

Bir düşünelim lütfen. “1” her zaman “0”dan büyük olduğuna ve “1” denizyıldızının hayatı değişebildiğine göre siz de “1” olun ve neler yapabileceğinize bir bakın. Neyi daha az tüketebilirsiniz? Kaynaklarımızı geleceğimiz için nasıl koruyabilirsiniz? Ve sizin gibi “1”lerin artması için neler yapabiliriz?

Eğer Sürdürülebilirlik için ben de bir fark yaratmak ve bir yerden başlamak isterim diyorsanız işe; “İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği’nin (SKD)” http://www.tbcsd.org/  web sitesini ziyaret ederek başlayabilirsiniz.

Bu dünya bizim, gelin hep beraber geleceğimize ve gelecek nesillerimize sahip çıkalım.

#sürdürülebilirlik #geridönüşüm #enerji #energy #recycle #mindfulness #çevre

Sürdürülebilir Kalkınmanın ve Geleceğin Resmini Çizebilir misiniz?” üzerine bir yorum

  1. Geri bildirim: Sürdürülebilir Kalkınmanın ve Geleceğin Resmini Çizebilir misiniz? | arzuamirak

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s